Ulvî Değerlerin İnsan ve Toplum Hayatına Yansıtılması Yahut Kültürleştirme Bağlamında Vesîletü’n-Necât’ı Yeniden Okumak
Ulvî Değerlerin İnsan ve Toplum Hayatına Yansıtılması Yahut Kültürleştirme Bağlamında Vesîletü’n-Necât’ı Yeniden Okumak
İnsan fıtratının gerektirdiği bir olgu olarak, hiçbir ulvî değer, kültürleşmeksizin insan ve toplum hayatına yansıyamaz ve yaşayamaz. Vesîletü’n-Necât, Süleyman Çelebi tarafından belli bir zaman diliminde ve belli bir mekânda, belli bir ihtiyaca binaen, belli bir anlam-değer-inanç düzeni yahut zihniyet ve medeniyet temelinde, belli bir dil, söylem ve üslupla nazma çekilmiş olup o günden bugüne sadece yazıldığı dilde ve coğrafyada değil, tercüme ve/veya tanzir edildiği çeşitli diller ile farklı coğrafya, zihin ve gönüllerde hep yankılanan önemli bir metin olagelmiştir. Hakikat-ı Muhammediyye/Nûr-i Muhammedî ve insan-ı kâmil telakkileri kadim kültür ve felsefelere dayandığından Vesîletü’n-Necât’ın muhtevası felsefi nitelik taşır. Bu yazıda, tarih boyunca felsefi öğretilerin geniş kitleler, hele de avam nezdinde tanınırlık, bilinirlik, benimsenirlik ve tekrarlanırlık yönünden çok sınırlı kalışına karşılık, işaret edilen felsefi muhtevasıyla Vesîletü’n-Necât’ın tam tersi bir konum ve durumda bulunuşunun neyle ne nasıl açıklanabileceği irdelenmektedir.