2022 TÜBA Akademi Ödülü Sahipleri
TÜBA'nın bilim insanlarını teşvik ve takdir misyonu kapsamında ihdas ettiği ve dünyadaki bütün bilim insanlarına açık olan 2022 yılı “TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri”ne Fen veMühendislik Bilimleri, Sosyal ve Beşeri Bilimler ile Sağlık ve Yaşam Bilimleri olmak üzere üç kategoride toplam üç bilim insanı layık görüldü.
Yerli ve yabancı hakem görüşleri ve alan komitelerinin değerlendirmesi sonucunda TÜBA Akademi Konseyi’nce TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri;
Fen ve Mühendislik Bilimleri kategorisinde;
2022 Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri, San Diego Kaliforniya Üniversitesi (UCSD) Nanomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi ve Giyilebilir Sensörler Merkezi (UCSD) Direktörü Prof. Dr. Joseph Wang’a; temel bilimler ve mühendislik bilimlerinde özgün, öncü ve çığır açıcı araştırmaları ile sağlık sistemlerinin sınırlarını ileriye taşıyan biyosensörler, nanobiyoelektronik, giyilebilir sensörler, mikro-robotik ve nanomotorlar üzerinde dünya çapında güçlü ve yaygın etkiye sahip araştırma ve buluşları nedeniyle tevcih edildi.
Sosyal ve Beşerî Bilimler kategorisinde;
2022 Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri, İsrail Hebrew Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Amnon Cohen’e; Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik döneminde Filistin ve Kudüs üzerine otantik kaynaklara (Tahrir Defterleri ve Kudüs Şeriye Sicilleri) dayanarak yaptığı özgün, öncü ve çığır açıcı çalışmaları; özellikle Kudüs merkezli mahalli tarih ve toplum bakışı ile umumi Osmanlı tarihi ve toplumu yaklaşımı arasında kurduğu bağlantı ve ilaveten Osmanlı tarih çalışmaları perspektifini İstanbul, Anadolu ve Balkanlar ötesine genişletmesi nedeniyle tevcih edildi.
Sağlık ve Yaşam Bilimleri kategorisinde;
2022 Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri, Nanyang Technological Üniversitesi Lee Kong Chian Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Joseph Jao-Yiu Sung’a; Helikobakter Pilori ile ilişkili mide ülserlerinin ilk kez kısa süreli antibiyotik kullanımı ile tedavi edilebileceğini ve peptik ülser kanamalarının endoskopik tedavi ile cerrahiye gerek duyulmadan da tedavi edileceğini gösteren bilim insanı olduğu ve bu iki özgün, öncü, çığır açıcı nitelikteki tedavi yaklaşımları nedeniyle tevcih edildi.
Prof. Dr. Joseph Wang; 1948 yılında doğdu. Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini İsrail Teknoloji Enstitüsü'nde (Haifa) tamamlayan Prof. Wang, 1978'den 1980'e kadar Wisconsin Üniversitesi'nde (Madison) araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1980-2004 yılları arasında New Mexico State Üniversitesi Kimya bölümünde öğretim üyesi olarak bulundu; aynı üniversitede 2001-2004 yılları arasında “Regents Profesör” ve 2004-2008 yılları arasında “Manasse Chair” unvanlarını aldı. Kurucusu olduğu Electroanalysis Dergisinin (Wiley-VCH) 30 yıl derginin baş editörü olarak görev yaptı. Ana araştırma alanı nanobiyoelektronik ve nanorobotik olmak üzere nanomotorlar, nanorobotikler ve nanoaktüatörler, nano-ölçekli barkodlar, nanotıp, giyilebilir vücut sensörleri ve biyoyakıt hücreleri, biyonanomateryaller, glukoz biyosensörleri gibi çok farklı uygulama alanlarının gelişimine önemli öncü katkılar sağladı. Prof. Wang’ın 1200’ün üzerinde uluslararası indeksli dergilerde yayınlanmış araştırma makalesi bulunmakta olup Google Scholar’a göre H-indeksi 187, atıf sayısı 140. 000, Web of Science’a göre H-indeksi 152, atıf sayısı 100. 000’dir. Prof. Wang şimdiye kadar 40 doktora öğrencisi, 350’nin üzerinde araştırmacı ve misafir öğrencinin danışmanlığını yaptı. 1990'lardan bugüne Türkiye'den 9’u doktora sonrası araştırmacı, 3’ü doktora öğrencisi olmak üzere toplam 12 bilim insanı Dr. Wang’ın mentorluğunda çeşitli araştırma projelerine dâhil olarak bu güncel alanlardaki gelişmeleri Türkiye’ye taşıdılar. Prof. Wang halen San Diego Kaliforniya Üniversitesi (UCSD) Nanomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi ve Giyilebilir Sensörler Merkezi (UCSD) Direktörü olarak görevini sürdürüyor.
Prof. Dr. Amnon Cohen; 1936 yılında İsrail Tel-Aviv’de doğdu. Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini İsrail Hebrew Üniversitesi’nde tamamlayan Prof. Cohen, günümüzde Ortadoğu ve İslam çalışmalarının önemli merkezlerinden olan Hebrew Üniversitesi’nde bölüm başkanlığı yapmış, yine aynı üniversitede 1965 yılında İsrail’in Arap ve Yahudi toplumu arasında barışın geliştirilmesi maksadıyla kurulmuş olan Truman Enstitüsü’nde müdürlük görevi yürüttü. York Üniversitesi, Princeton Universitesi ve Oxford Üniversitesi gibi Ortadoğu çalışmalarında dünyanın önde gelen üniversitelerinde misafir akademisyen olarak bulundu; dersler verdi, ortak çalışma gruplarına, seminer ve konferanslara katıldı. Osmanlı öncesi ve Osmanlı dönemi araştırmalarında düzenlenen uluslararası sempozyumlarla etkili bir tartışma ve paylaşım platformu yaratan CIEPO’nun (Comité International des etudes pré-ottomanes et ottomanes) yönetim kurulunda yer aldı. 2013 yılında Türk Tarih Kurumu’na Şeref Üyesi olarak seçildi. Prof. Cohen çalışmalarını genel olarak Osmanlı ve Ortadoğu tarihi, özel olarak ise Filistin ve Kudüs tarihi üzerine yürütüyor.
Prof. Dr. Joseph Jao-Yiu Sung; 1959 yılında Hong Kong’ta doğdu. Tıp ve cerrahi uzmanlığını Hong Kong Üniversitesinde tamamladı. 1992 yılında kanada Calgary Üniversitesinde doktora derecesi, 1997 yılında The Chinese University of Hong Kong’tan tıp doktoru derecesini aldı. Prof. Sung, “Kolorektal Kanser Asya Pasifik Çalışma Grubu”nu kurarak kolorektal kanserlerde korunma ve tarama kılavuzlarını geliştirdi. Gastrointestinal hastalıklar, kolorektal kanserler üzerine yaptığı erken tanı, tarama ve önlemeyle ilgili bilimsel araştırmalar ve helikobakter enfeksiyonunu ortadan kaldırarak mide kanserini önlemeye yönelik klinik çalışmaları ile ABD, Almanya ve Dünya Gastroenteroloji organizasyonunun da aralarında bulunduğu çok sayıda ülke ve kuruluş tarafından ödüllere layık bulunan Prof. Sung’un 1700’ün üzerinde bilimsel makalesi ve 15’in üzerinde kitap editörlüğü, 9 patenti bulunuyor. Halen Singapur’da Nanyang Technological Üniversitesi Lee Kong Chian Tıp Fakültesi Dekanı ve Öğretim Üyesi olarak görev yapıyor.
2022 Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri, Nanyang Technological Üniversitesi Lee Kong Chian Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Joseph Jao-Yiu Sung’a; kolorektal kanserler üzerine yaptığı erken tanı, tarama ve önlemeyle ilgili bilimsel araştırmalar, Helikobakter Pilori ile ilişkili mide ülserlerinin ilk kez kısa süreli antibiyotik kullanımı ve ile tedavi edilebileceğini ve peptik ülser kanamalarının endoskopik tedavi ile cerrahiye gerek kalmadan endoskopik yöntem ile de tedavi edilebileceğini gösteren özgün, öncü, çığır açıcı nitelikteki çalışmaları nedeniyle tevcih edildi.