Millî Mücadelenin Yerel Tarihi 1918-1923 (Cilt 6): Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Ordu, Samsun

Karadeniz’de Millî Mücadele Yıllarında Rum Nakline Giden Süreç (1921)

I. Dünya Savaşı’nda Karadeniz bölgesinde, Rumların casusluk ve çetecilik gibi faaliyetleri neticesinde tehcir uygulaması yapıldı (1916). Bu uygulamayla birlikte Karadeniz Rumlarının iç bölgelere nakilleri gerçekleşti. Millî Mücadele yıllarında da Karadeniz Rumları casusluk, çetecilik ve cemiyet faaliyetlerine devam etti. 1919 yılında Karadeniz bölgesindeki Rum faaliyetleri, yoğun bir şekilde devam ederken özellikle olaylar Samsun bölgesinde yoğunlaştı. Gizli yollarla bölgeye sokulan silah ve cephaneyle donatılan Rum çeteleri, İzmir’in işgalinden sonra Trabzon’da da etkisini göstermeye başladı. Özellikle Pontus Devletini kurmak amacıyla çalışmalarda bulunan Karadeniz Rumları için Ankara Hükümeti, birtakım önlemler almak zorunda kaldı. Pontus faaliyetlerinin yoğun yaşandığı bölgelerde, İstiklal mahkemeleri görevlendirildi. Aynı zamanda Merkez Ordusu kuruldu (Aralık 1920). 26 Mart 1921’de Yunanlılar, Karadeniz sahillerine resmen abluka uygulayıp yakalanan Türk subay ve erlerine korsan muamelesi yapacaklarını, savaş malzemesini müsadere edeceklerini ve Türk gemilerini batıracaklarını ilan etti. Yunan gemilerinin bölgedeki faaliyetleri, Yunanlıların bir çıkarma yapma ve ikinci bir cephe açma ihtimallerini ortaya çıkardı. İnebolu’nun 9 Haziran’da bombalanması ardından Merkez Ordusu, Rumların naklini teklif etti. 12 Haziran’da Karadeniz sahilinde bulunan Hristiyan ahalinin nakli uygun bulunmadı. Ancak tüm Karadeniz sahili savaş bölgesi ilan edildi. Çok kısa bir süre içerisinde yeni bir kararname ile Karadeniz’de eli silah tutan 15-50 yaşındaki Rumların nakli için karar çıktı. Nakil sırasında yollarda karşılaşabilecek tehlikelere karşı muhafız birlikleri oluşturuldu. 1921 yılı içinde Rumların iç bölgelere nakli kafileler şeklinde gerçekleşti.

Atıf vermek için tıklayın.

Not: Crossref'te bulunan "Actions" sekmesi üzerinden atıf metnine ulaşabilirsiniz.

Doç. Dr. Tuğba Eray Biber
DOI: 10.53478/TUBA.978-625-8352-68-9.ch13