Türkiye Hes Potansiyeli ve İklim Değişikliği Etkileri
Türkiye Hes Potansiyeli ve İklim Değişikliği Etkileri
Küresel boyuttaki nüfus artışına bağlı olarak enerji talebi artmaktadır. Gelişim yönünde değişen teknolojiye ve refah düzeyine bağlı olarak ihtiyaçlar çeşitlenerek artmaktadır. Bu ihtiyaçlar ise enerji tüketiminde çeşitlenmeye ve artışa neden olmaktadır. Dolayısıyla gün geçtikçe kişi başına düşen enerji tüketimi artmaktadır. Buna bağlı olarak araştırmacılar yeni enerji kaynaklarını araştırmaya ve keşfetmeye devam etmektedir. Bu arayış, daha çok ucuz, sürdürülebilir ve yenilenebilir temiz enerji kaynaklarının bulunması yönündedir. Bunun sonucu olarak güneş enerjisi sistemleri, rüzgâr, dalga, jeotermal, hidrojen, biokütle ve hidrolik enerji üretim sistemleri gelişmiştir. Bu çalışmada Türkiye’nin hidroelektrik santral (HES ) potansiyeli ve iklim değişikliğinin bu potansiyel üzerindeki etkisine yer verilmiştir. Henüz teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilir hidrolik enerji potansiyelimizin tamamı işletmeye açılamamıştır. Bununla birlikte teorik (brüt) potansiyel hidrolik enerjimizin tamamı işletmeye açılsa bile ki bu uygulamada mümkün değildir, 2040 yılı talep projeksiyonlarına göre toplam enerji talebimizin ancak %68,1’i karşılanabilmektedir. Mevcut potansiyel üzerindeki iklim değişikliğinin olumsuz yöndeki etkisi de dikkate alınırsa, teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilir tüm potansiyelimizin bir an önce işletmeye açılması gerekir. Bu bağlamda küçük HES’lerin önündeki mevzuat engellerinin kaldırılması, GAP’ın bir an önce tüm bileşenleri ile tamamlanması ve özellikle dağlık bölgelerde küçük HES’ler ile üretilen elektrik enerjisinin enterkonnekte şebekeden bağımsız olarak yerinde tüketiminin kolaylaştırılmasının bir zorunluluk haline geldiği söylenebilir.