Türkiye’de Teknoparkların Gelişimi ve Önemi
Türkiye’de Teknoparkların Gelişimi ve Önemi
İlk örneklerine 1950’li yıllarda rastlanan bilim parklarının ekonomik büyümeyi teşvik ettiği inancı, özellikle 1970’ler ve 1980’lerde gelişmiş ülkelerde farklı biçimlerinin yayılmasına neden olmuştur. 1990’lar itibariyle dünya genelinde sayıları giderek artan ve teknopark, teknopol, teknoloji parkı, teknoloji geliştirme bölgesi, inovasyon parkı gibi farklı şekillerde ifade edilen bilim parkları, yenilikçi bilgi ve teknolojilerin inovasyona dönüştürülmesi sürecinde üniversite-sanayi-devlet arasındaki iş birliğini sağlamada çok önemli bir araçtır. Yeni kurulan firmalara ticarileşme, altyapı hizmeti, müşteri ve pazar ile buluşma, patent alma konularında destek vermenin yanı sıra devlet desteklerine ek teşvik ve destekler sunar. Ayrıca, faaliyet gösterdikleri bölge ve ülkelerin bölgesel ve ulusal kalkınması açısından da kritik öneme sahiptir. Faaliyet gösterdikleri endüstrinin yeniden canlandırılmasına yardım eder; istihdam, beyin göçü gibi toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunur. Bilim parkları Türkiye’de ilk olarak 2000’li yıllarda Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, ya da yaygın olarak “teknopark” adıyla ortaya çıkmıştır. 2001 yılında yürürlüğe giren 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile teknoparkların yasal zemini oluşturulmuştur. Bu Kanun kapsamında teknoparklarda faaliyet gösteren yönetici şirketlere, başta vergi istisnaları ve altyapı destekleri olmak üzere çeşitli destek ve muafiyetler sağlanarak teknoloji tabanlı şirketler ve yenilikçi girişimciler için teşvik mekanizmaları oluşturulmaktadır. Etkili bir girişimcilik ekosistemi yaratılmasını destekleyen, Türkiye’nin bilim ve teknoloji politikalarına önemli katkılar sağlayan teknoparklar, aynı zamanda, Türkiye için çok önemli bir istihdam kaynağıdır. Türkiye’nin dört bir yanındaki teknoparklarda, Şubat 2022 tarihi itibariyle 7.500’den fazla firma faaliyet göstermekte ve 78.000’in üzerinde personel çalışmaktadır. Üçlü sarmal anlayışı ile üniversite, sanayi ve kamu arasındaki bağlantıları güçlendiren teknoparklar, firmalara sunduğu altyapı ve finansman olanakları ile Milli Teknoloji Hamlesi çerçevesinde izlenen bilim ve teknoloji politikalarının yürütülmesine önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.