Hatırlama ve Nisyan Arasında Salgının Sosyolojik Bakiyesi ve Küreselleşme

Dünyanın 2019 yılı sonlarından itibaren karşılaştığı COVID-19 küresel salgını şimdiye kadarki hem başka salgınlardan hem de sosyal ve doğal afetlerden farklı olarak bütün dünyayı aynı anda benzersiz bir biçimde etkisi altına almış bir olay oldu. Bu salgın küresel ölçekte hissedildi. Çünkü içerdiği veya ürettiği riskler küreselleşmenin bir sonucuydu. Küreselleşme denilen ortam olmasa bu salgının o kadar hızlı bir biçimde bütün küreye yayılması mümkün olmazdı. Ancak bu salgın aynı zamanda küreselleşmenin bütün imkanlarını ve içerdiği riskleri de test eden bir boyuta sahip. Hiçbir renk, dil, fakirlik, zenginlik, ülke ayırmayan bu salgın karşısında bütün dünyada yaşanan kapanma tecrübesinden sonra artık dünyanın eskisi gibi kalmayacağı söyleniyor. Korona sonrası dünya nasıl olacak? Her şey köklü bir değişime uğrayacak mı? Sosyal ilişkilerimizin, uluslararası ilişkilerimizin, hatta dindarlık biçimlerimizin tabiatında radikal değişimlere şahit olacak mıyız? Bu sorular, geçmiş zamanlarda yaşanmış İspanyol Gribi gibi benzer salgınlarla karşılaştırıldığında ciddi bir hafıza olgusuyla karşı karşıya kalıyoruz. İnsan neyi ne kadar aklında tutuyor ve toplumsal hafızayı kuran dinamikler neler oluyor? Bu yazıda bütün bu sorulara cevap aranmaktadır.