COVID-19 Sonrası Uluslararası İlişkiler Teorisi ve Dünya Düzeni
COVID-19 Sonrası Uluslararası İlişkiler Teorisi ve Dünya Düzeni
Uluslararası ilişkiler teorileri her zaman dünya düzenini ya olduğu gibi muhafaza etmeye ya da olması gerektiği gibi şekillendirmeye çalışmıştır. Realistler ve idealistler arasındaki ilk büyük tartışma da bu iki dayanağın üzerinde oluşmuş ve uluslararası ilişliler teorilerinin daha sonraki gelişimi aynı parametreler bünyesinde evrilmiştir. İster Problem çözücü teori olsun ister eleştirel teori olsun, her iki yaklaşım da ya statükoyu koruma ve meşrulaştırma girişiminde bulunmuş veya statükoyu sorgulayarak alternatifler aramışlardır. COVID-19’dan önceki mevcut uluslararası sistem, küresel liberal düzeni korumak isteyenler ve ona tepki gösteren merkantilistler arasındaki gerilimle birlikte hâlihazırda bir geçiş sürecinden geçiyordu. COVID-19 yeni iş birliği mekanizmalarının ortaya çıkmasını mecbur kılacak ve böylece ülkeler ne tamamen merkantilist ne de küresel liberal düzenin koruyucusu olabileceklerdir. Devletlerin, daha fazla kendine yetebilen ve daha az uluslararası tedarik zincirlerine bağlı; fakat uluslararası ticarette daha etkin olma yollarını aramaları olasıdır. Uluslararası iş birliği daha çok ihtiyaçlara dayanan işlevsel bir modele evrilecek ve ideolojiler politikaların uygulanmasında ve teorilerin gelişiminde ön saflarında yer almayacaktır. Uluslararası ilişkiler teorileri artık ne statükoyu korumak veya meşrulaştırmak ya da ona meydan okuyan alternatiflere odaklanacaktır. Teoriler artık önceden tasarlanmış büyük projelerden kaynaklanarak değil, ihtiyaçların belirleyeceği ve politik ve ideolojik yönlendirmelerden arınmış çeşitli uluslararası iş birliği yöntemleri ve yollarını açıklamaya hedeflenecektir.