Ahlâk: İnsan-olma ve İnsan-kalma Bilinci
Ahlâk: İnsan-olma ve İnsan-kalma Bilinci
Tarihteki benzerleri dikkate alındığında, COVID-19 küresel salgın süreci ve sonrasında insan hayatının her alanında önemli değişimler olacağı beklenmektedir. Ne var ki nano teknoloji, yapay zekâ, robotik üretim, dijital sosyallik uygulamalarının yapıldığı, uzayda yerleşik yaşam ve transhümanizm araştırmalarının hız kazandığı bir çağda ortaya çıkan salgın sebebiyle yerkürenin âdeta bir “karantina alanı” halini alması, geleceğe dair endişe ve belirsizliği arttırmıştır. Salgını önlemek ve etkilerini azaltmak için toplum hayatı ve ilişkiler alanında bazı kısıtlama ve uygulamalar getirilmiştir. Bunların sürekli ve kalıcı olabileceği ve sosyal hayatın dijitalleştirmede gerekçe olarak kullanılabileceği şeklindeki algı sebebiyle endişe ve belirsizlik yerini giderek korku ve kaosa bırakmaktadır. Bir sağlık olayı olmanın çok ötesindeki sonuçları nedeniyle ve genel kabul gördüğü üzere, şayet küresel salgın tarihin akışı bakımından bir dönüm noktası olacak ve “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” ise her alan gibi ahlâk da bundan payına düşeni alacak demektir. Bu durum karşısında yeni normal döneme dair ileri sürülen öngörü, tahmin, iddia ve beklentiler hesaba katılarak ve fakat “insan” gerçeği esas alınarak yeniden bir “ahlâk tasavvuru” ortaya konulmalıdır.