Cengiz Han ve Evlatları Dönemindeki Merkezileştirme Faaliyetleri
Cengiz Han ve Evlatları Dönemindeki Merkezileştirme Faaliyetleri
Cengiz Han, yaşadığı yüzyılın dâhi insanı ve insanlık tarihinin bilinen en büyük siyasi kuruluşunun banisidir. Cengiz Han’ın kurucusu olduğu bu büyük imparatorluğun kuruluşunun temeli Türk devlet geleneği merkezli olmasından dolayı da Moğol-Türk İmparatorluğu adı kullanılmaktadır. Cengiz Han İmparatorluğu, kurulmuş olduğu coğrafyada yüzyıllardan beri uygulanmakta olan atlı-göçer evli hayat tarzı temelindedir. Ancak zamanla yerleşik siyasi teşekküller olarak tarihteki yerlerini almışlardır. Zira bu yüzden bu dönem ve süreç, Moğol-Türk İmparatorluğu’nun merkezileşme dönemi olarak tanımlanmaktadır.
Cengiz Han’ın çocukluk dönemi sıkıntılarla, gençlik yılları da akıl almaz mücadelelerle geçmiştir. Çünkü Timuçin’in, hükümdar çocukları misali bir şehzadelik, veliahtlık dönemi olmamıştır. Cengiz Han’ın mücadelesi kendi kabilesi takiben yöredeki kabile, boy, budun ve kavimlerle olmuştur. Daha sonraki süreçte Merkezi Asya’daki atlı-göçer evli halkların tehdit, tehlike ve hatta ganimet kaynağı konumundaki Çin imparatorluğuna ve takiben batıya doğru seferlerini hayata geçirmiştir. Cengiz Han, daha sağlığında oğulları arasında “Ulus Verme” yöntemiyle ülkesini paylaştırmıştır.
Cengiz Han’ın merkezileştirme uygulaması, oğlu Ögedey Kağan ve torunu Mengü Kağan dönemlerinde daha da sistemli hale gelmiştir. Söz konusu uygulamaları takip eden yıllarda batıda Cuci oğullarıyla Tuluy oğulları başka bir deyişle Altın Orda-İlhanlı arasındaki mücadelelere de çalışmada yer verilmiştir. Zira batı dünyasında anılan yüzyılda siyasi manada İlhanlı, Bizans ve Papalık iş birliğine karşı Altın Orda, Türkiye Selçukluları ve Mısır Memluk Devletleri arasında Ön Asya’da siyasi manada bir bloklaşmanın söz konusu olduğu görülmektedir.