2019 “TÜBA Ödülleri” Sahiplerini Buldu
2019 TÜBA Uluslararası Akademi, Fuat Sezgin Ödülleri, GEBİP ve TESEP Ödülleri Cumhurbaşkanlığı himayelerinde 30 Aralık 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen törenle sahiplerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tevdi edildi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen “TÜBA ve TÜBİTAK Ödülleri Töreni”ne; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, milletvekilleri, YÖK üyeleri, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TÜBA üyeleri, üniversite rektörleri, diğer protokol mensupları ile akademisyenler, ödül sahiplerinin yakınları ve davetliler katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın konuşmalarının ardından 2019 TÜBA Ödülleri sahiplerine tevdi edildi. TÜBA 2019 Uluslararası Akademi, Fuat Sezgin Ödülleri, GEBİP ve TESEP Ödül sahipleri ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldılar.
TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri Prof. Dr. Faiz Jamil Ragep'e ve Tören'e katılamayan Prof. Dr. Adrian Bejan yerine ise Prof. Dr. Bahri Şahin'e verildi. Fuat Sezgin Ödülleri; Dr. Ali Hakan Çavuşoğlu, Doç. Dr. Halil Tekiner, Dr. Ahmet Selami Çalışkan, Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu ve Prof. Dr. Atilla Bir'e tevdi edildi. TÜBA-GEBİP Ödülleri; Dr. Öğr. Üyesi Ahu Arslan Yıldız, Dr. Öğr. Üyesi Umut Aydemir, Dr. Öğr. Üyesi Turgay Bayraktar, Doç. Dr. Nazife Erkurşun Özcan, Doç. Dr. Nurettin Mengeş, Dr. Öğr. Onur Tokel, Dr. Öğr. Burak Ülgüt, Doç. Dr. Zeki Candan, Doç. Dr. Hülya Cebeci, Prof. Dr. Can Özgür Çolpan, Dr. Öğr. Üyesi Batur Ercan, Doç. Dr. Güneş Karabulut Kurt, Prof. Dr. İhsan Kaya, Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Cengiz Onbaşlı, Doç. Dr. Arzucan Özgür Türkmen, Doç. Dr. Hilal Yazıcı Malkoçoğlu, Doç. Dr. Merva Soluk Tekkeşin, Prof. Dr. Sibel Aylin Uğur İşeri, Doç. Dr. Mehmet Lütfi Yola, Doç. Dr. Mehmet Fatih Aysan, Doç. Dr. Ali Balcı, Prof. Dr. Seda Dural Çetinkaya, Doç. Dr. Fatih Durgun, Doç. Dr. Ersin Erdoğan, Doç. Dr. Ferdane Nükhet Harmancıoğlu Gür, Doç. Dr. Hacer Tokyürek, Dr. Öğr. Üyesi Halit Uyanık ve Prof. Dr. Ozan Yılmaz’a takdim edilirken, TÜBA 2019 TESEP Ödülleri’ne Prof. Dr Fatih Duman'ın "Demokrasi ve Muhafazakârlık: Gerilim Risk ve İmkânlar, Kadim", Doç. Dr. Yaşar Salihpaşaoğlu'nun "Din ve Devlet Arasındaki İktidar Mücadelesi: Avrupa Örneği", Dr. Esra Sazyek'in "Türk Romanında Ankara", Dr. Sühelya Yenidünya Gürgen'in "Devletin Kahyası, Sultanın Efendisi: Mehmed Said Hâlet Efendi", Prof. Dr. Kemalettin Kuzucu'nun "Kahramanı Yaratmak: İttihadcıların Alemdar Mustafa Paşa'yı Hatırlaması" ve Prof. Dr. Yasemin Beyazıt’ın "Osmanlı İlmiye Mesleğinde İstihdam (XVI. Yüzyıl)" eserleri layık görüldü. Ayrıca 2019 Yılı TÜBİTAK Bilim Ödülü’nün temel bilimler alanında sahibi TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gül olurken, sağlık bilimleri alanında Bilim Ödülü’nü Akademi Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım Şahin aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tören’de yaptığı konuşmada bilim insanlarının en büyük miraslarının geride bıraktıkları çalışmaları, araştırmalarının topluma sağladığı fayda ve yetiştirdikleri öğrenci olduğunu ifade etti ve “Bilim insanlarının teşvik edilmesinin, yaptıkları akademik çalışmaların geniş kitleler tarafından duyulmasını ve gençler için rol model olmalarını sağlayacağını kaydetti.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri'ni Kanada ve Amerika’dan 2 bilim insanı kazandı. 20 farklı üniversiteden 28 genç bilim insanı ise TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülleri'nin sahibi oldu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl hayatını kaybeden Prof. Dr. Fuat Sezgin anısına oluşturulan ödül vasıtasıyla da Prof. Dr. Sezgin’i bir kez daha yâd etme fırsatı bulduklarını belirterek, “Fuat Sezgin hocamızın İslam bilim ve teknoloji tarihine yaptığı muazzam katkıların, gelecek nesillere de ilham vereceğine inanıyorum. Kendisini bir kez daha rahmet, minnet ve şükran duygularıyla anıyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl 57 bilim insanının TÜBİTAK ve TÜBA tarafından ödüle layık görüldüğünü, TÜBİTAK’ın 3 farklı kategoride toplam 16 ödül belirlerken, TÜBA’nın ise, 4 farklı alanda 41 ödül vermeyi kararlaştırdığını açıkladı.
TÜBA Uluslararası Akademi Ödüllerini, Kanada ve Amerika’dan 2 bilim insanının kazandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödüllerinin ise bu yıl 20 farklı üniversiteden 28 genç bilim insanına takdim edileceğini söyledi.
Prof. Dr. Fuat Sezgin anısına da 5 ödülün sahibini bulacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 esere de TÜBA Bilimsel Telif Eser Ödülü’nün verileceğini belirtti.
Ödül alan tüm akademisyenlerin, çok çarpıcı çalışmaları olduğunu, bir bilim insanının çevreye zarar veren atıkların hidrojen üretiminde kullanılmasını sağladığını ve bu buluşuyla karbondioksit salınımından faydalı ürünler elde etmenin mümkün hâle geldiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimya alanında makro-moleküllerin yüksek çözünürlükle hesaplanması ve simülasyonu için yeni teorileri geliştiren bir akademisyene de ödül verildiğini vurguladı.
“Bilim insanlarımıza verdiğimiz destek 1,8 milyar liraya ulaştı.”
Prof. Dr. Erdal Arıkan’ın da veri iletiminde 70 yıldır üstesinden gelinemeyen kapasite sorununu çözdüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün dünyada 5G ve ötesi teknolojileri konuşuyor olmamızı, Erdal hocamızın çalışmalarına borçluyuz. Hocamızın buluşu sayesinde, otonom araçlar dâhil olmak üzere, dijital çağın pek çok uygulamasında güvenilir ve hızlı veri transferi gerçekleşebilecek. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimiz de hocamızla yakın irtibattadır. İnşallah ülkemizin bu alandaki yolculuğunda kendisiyle birlikte çalışacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBİTAK’ın 56 yıldır bilim ve teknolojinin mihmandarlığında Türkiye’nin kalkınmasını destekleyecek adımlar attığına işaret ederek, araştırma-geliştirme desteklerinden girişimciliğe, bilim insanı burslarından uluslararası işbirliklerine kadar pek çok alanda TÜBİTAK’ın destekleri bulunduğunu, TÜBİTAK’ın enstitüleri aracılığıyla da Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltacak projeler ürettiğini dile getirdi.
Bilimin ve mühendisliğin her alanında araştırmacılara önemli imkânlar sunduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela, 2002 yılında bilim insanlarımıza sadece 150 milyon lira destek sağlanırken, bu sene verdiğimiz destek 1,8 milyar liraya ulaştı. Böylece üniversitelerimizin ve sanayimizin araştırma kapasitesini önemli ölçüde artırdık. Bu desteklerle, 207 üniversite, 1.572 Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ile 85 Teknoparkta faaliyet gösteren araştırmacıların da yanında olduk. Adeta sıfırdan kurduğumuz altyapı sayesinde, Ar-Ge harcamalarının millî gelirimizdeki payı ilk defa yüzde 1’i aştı” açıklamasında bulundu.
“Bilgiyi ve teknolojiyi üretmeyen ülkelerin, geleceğin dünyasında işi çok zordur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilgiyi ve teknolojiyi üretmeyen, bunları en iyi şekilde kullanamayan ülkelerin, geleceğin dünyasında işi doğrusu çok zor. Ürettiğimiz bilgiyle, kendi hedeflerimize ulaşmanın yanında tüm insanlığın refahına da katkıda bulanacağız. Millî Teknoloji Hamlemizin amacı da işte bu süreci desteklemektir. Bu amaçla ülkemizi, dünyadaki tüm bilim insanları için çekim merkezi hâline getirmek istiyoruz” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı” ile oldukça vizyoner ve yenilikçi bir mekanizma oluşturduklarına işaret ederek, şöyle devam etti: “Çağrımıza dünyanın dört bir yanından başvuru aldık. Alanın en iyisi küresel şirketlerden ve dünyanın en iyi üniversitelerinden araştırmacılar Türkiye’ye gelip, bizim kurduğumuz altyapılarda çalışmayı tercih ettiler. Hâlihazırda 98’i Türk, 29’u yabancı olmak üzere, 127 üst düzey araştırmacı bu programdan faydalanıyor. Gelen araştırmacıların kendi ekiplerini kurmalarını da temin ediyoruz. Desteklenen her bir araştırmacımız, inşallah beşer doktora öğrencisi yetiştirecek. Bu doktora öğrencileri de, yerli ve millî teknolojilerin geliştirilmesi çalışmalarında yer alacaklar. Böylece adım adım hedeflerimize yaklaşmış olacağız.”
“Savunma sanayinde gösterdiğimiz başarı hikâyesini, sivil alanlara da aktarmak için kolları sıvadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen Cuma günü Gebze’de Bilişim Vadisi’nin resmî açılışını gerçekleştirdiklerini anımsatarak, “Savunma sanayinde gösterdiğimiz başarı hikâyesini, sivil alanlara da aktarmak için kolları sıvadık. Artık yeni teknolojilerin sadece pazarı olmakla kalmayacağız. Bu teknolojileri üreten, tüm dünyaya yayan ve kendi koyduğu standartları kabul ettiren bir ülke hâline gelmekte kararlıyız” dedi.
Marmaray bağlantısını yapıp, İzmir’deki Teknoloji Üssüyle bütünleştirerek, Bilişim Vadisi’nin cazibesini artırmayı amaçladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin Otomobili Projesi’nin burada şekillendirilmiş olması, doğru yolda ilerlediğimizi gösteriyor. İnşallah, aynı azim ve kararlılıkla devam edilerek, belirlenen tarihte üretime de geçilecektir, 2022’nin sonunda seri üretim” ifadesini kullandı.
Projenin her aşamasını adım adım takip ederek, çıkan her sorunu çözdüklerini, çünkü bu projenin Türkiye için otomobil üretmenin çok daha ötesinde bir vizyona sahip olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devrim otomobilin önünü kestiler ama inşallah devrin otomobilinin önünü kesemeyecekler. Milletimizin bu projeyi sahiplenmesi, yerli ve millî teknoloji hamlelerinin başına gelenlerin, inşallah devrin otomobilinde tekrarlanmayacağının en büyük ispatıdır” diye konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank: “TÜBİTAK ve TÜBA’nın birikimi, Türkiye'nin birikimidir.”
Bakan Varank Tören’de yaptığı konuşmada TÜBİTAK ve TÜBA'dan ödül alan 57 akademisyeni kutlayarak, Türkiye'nin yeni başarı hikayesinin katma değerli üretim, teknoloji ve bilimle yazılacağını söyledi.
Bakanlık olarak çalışmaları hızlandırdıklarına dikkati çeken Varank, sanayici, girişimci, üniversite ve bilim insanlarıyla birlikte hazırladıkları 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisiyle Türkiye'yi yeni teknolojilerin üreticisi yapacaklarını, bu vizyona "Milli Teknoloji Hamlesi" dediklerini ifade etti.
Varank, üretimde ve ihracatta teknolojinin payını artırmayı, küresel markalar oluşturmayı ve değeri milyar doları aşan genç firmaların Türkiye’nin başarılarını dünyaya duyurmasını istediklerini vurgulayarak, "Atacağımız her adım, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı güçlendirecek. Özgün ve yenilikçi teknolojileri geliştirip, küresel rekabet yarışında üst sıraların daimi bir oyuncusu olacağız. Bunun için gerekli her türlü altyapıya sahibiz." diye konuştu.
Bakan Varank, 17 senede sıfırdan bir Ar-Ge ekosistemi kurduklarına işaret ederek, TÜBİTAK, KOSGEB, kalkınma ajansları ve yatırım teşvikleriyle "Milli Teknoloji Hamlesi"ni hayata geçirecek tüm girişimcilerin yanında olduklarını dile getirdi.
"Sanayi Doktora Programında 120 iş birliği projesine destek"
Nitelikli, çalışkan ve dinamik insan kaynağının önemini vurgulayan Varank, insan kaynağının geliştirilmesine yönelik başlatılan projelerden bahsetti.
Bunlardan ilkinin Sanayi Doktora Programı olduğunu ve yetişmiş akademik kadroları sanayiye entegre ettiklerini aktaran Varank, "Geçen sene başlattığımız bu uygulama oldukça yoğun talep gördü. 33 üniversitenin 77 firmayla yaptığı 120 farklı iş birliği projesini destekleyeceğiz. Doktora öğrencilerine mezun olduktan sonra da 3 yıl boyunca istihdam desteği sağlayacağız." dedi.
"Üniversiteleri çarpık ideolojilerine arka bahçe yapmak isteyenlere aldırmadık"
Varank, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı'na da değinerek, şöyle devam etti: "Programı açıklarken şunu söyledik, Türkiye’yi dünyanın her yerinden üst düzey araştırmacılar için çekim merkezi haline getireceğiz. Biz bunu söylediğimizde inanmayanlar, hatta dalga geçenler oldu. Türkiye'ye kim döner dediler. Ama biz, bilimi, üniversiteleri çarpık ideolojilerine arka bahçe yapmak isteyenlere aldırmadık. Nasıl ki gülün kıymetini en iyi bülbül, altının ayarını en iyi sarraf bilirse, ilerlemenin ve kalkınmanın dertlisi bir yönetim olarak bilim insanlarımızın değerini de en iyi biz biliriz dedik. Bu ülkede, bilim insanlarına şimdiye kadar verilmeyen destekleri veren, gösterilmeyen ilgi ve hürmeti gösteren bir iktidar olarak bu programı başlattık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla yurt dışından gelenlerin yanı sıra halihazırda Türkiye'de çalışmalarını yürüten başarılı araştırmacıları da unutmadıklarını dile getiren Varank, "Onlar için de benzer şekilde Ulusal Lider Araştırmacılar Programı'nı başlatıyoruz. Bu programın çağrısına ocak ayında çıkacağız." diye konuştu.
"2023'e kadar 500 bin yazılımcı yetiştirme hedefi"
Varank, yazılımın önem verdikleri bir diğer konu olduğunu, bunun için teknoloji şirketleri, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarla yakın iş birliği içerisinde olduklarını anlattı.
Açık Kaynak Platformunu kurduklarını anımsatan Varank, "Yerli açık kaynak çözümleri geliştirerek dışa bağımlılığı azaltacak, tasarrufları artıracak ve olası siber güvenlik saldırılarını bertaraf edeceğiz. Bu platform 2023'e kadar en az 500 bin yazılımcı yetiştirme hedefimizde de etkili olacak." dedi.
Varank, çocukları ve gençleri ihmal etmediklerini vurgulayarak, çocukların enerjilerini bilime ve teknolojiye yönlendirmeleri için Bilim Merkezleri ve Deneyap Teknoloji Atölyeleri'ni kurduklarını, "geleceğin teknoloji yıldızları"nın bu merkezlerden çıkacağını dile getirdi.
Bilimsel başarının geliştirilmesi, topluma yayılması ve bilim temelli bir gelecek için çalışmaların hızla devam ettiğini aktaran Varank, Bilimler Akademisinin bilim eğitimi, kök hücre, gıda ve enerji gibi alanlarda faaliyetlerini sürdürdüğünü, Akademinin bu sene merhum Fuat Sezgin adına pek çok faaliyet gerçekleştirildiğini anlattı.
Varank, TÜBİTAK ile milli ve özgün teknolojileri desteklediklerinin altını çizerek, şunları kaydetti: "Yılın 10 ayında, özel sektörün 3 bin 72, akademinin 1110 Ar-Ge projesine kaynak sağladık. Ayrıca 5 bin 180 bilim insanı farklı desteklerimizden faydalandı. TÜBİTAK enstitüleri de kritik teknolojilerin geliştirilmesinde önemli bir rol üstleniyor. Geliştirilen Ar-Ge tabanlı ürünler, sanayimiz tarafından ticarileştiriliyor. Buradan altını çizerek ifade etmek istiyorum ki TÜBİTAK ve TÜBA’nın birikimi, Türkiye'nin birikimidir. Bu güzide kurumlarımızın verdiği desteklerle Türkiye, özellikle savunma sanayisinde, küresel güçlere geri adım attırabilen bir ülke haline geldi. Şimdi sırada, gösterdiğimiz bu başarıyı tüm teknoloji alanlarına yaymak var."
Türkiye'nin bilimsel birikiminin bir sonucu olan Türkiye'nin Otomobili'ni tüm dünyaya tanıttıklarını hatırlatan Varank, "Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve liderliğiyle gerçekleşen bu adımı milletimizin hasretle beklediğini, gördüğümüz ilgiden de anlayabiliyoruz." dedi.
TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker: “Tam bağımsız bir Türkiye için milli ve yerel değerlerden beslenen daha fazla üretim ve insan odaklı çalışmalara yönelik hepimize ayrı ayrı görevler düşmektedir.”
TÜBA ve TÜBİTAK Ödülü alan bilim insanlarına başarı dilekleriyle konuşmasına başlayan Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Marifet iltifata tabidir” özdeyişinin yansıması olarak, bilim insanlarına verilen önem ve desteğin farkında olduklarını dile getirdi. TÜBA Ödülleri’nin himayeye alınmış olmasının ve TÜBA Şeref Üyesi Merhum Prof. Dr. Fuat Sezgin anısına 2019 yılının “Fuat Sezgin Yılı” olarak ilan edilmiş olmasının bu önem ve desteğin en güzel nişanesi olduğunu söyledi.
“Medeniyetimizin bilim tarihine yapmış olduğu katkıların maalesef bilinçli / bilinçsiz şekilde üstü örtülmüş ve bilimsel mirasımız uzun yıllar görmezden gelinmiştir. Fakat bugün birçok bilim disiplinin kuruluşuna ve gelişmesine öncülük etmiş, temel bilim kavramlarının oluşturulmasına ve insanlığın refahı için uygulama alanına taşınmasına, atalarımızın ve kadim medeniyetimizin katkısının üst düzeyde olduğunu biliyoruz. Zira gençlerimizin uzun süre yurtdışında, gurbette yaşamak zorunda kalan değerli merhum hocamız Fuat Sezgin’in hayatını ve eserlerini tanımaları, rol model olarak kendi hayatlarına yansıtmaları ve kadim medeniyetimizin bilime katkısını öğrenerek özgüven sahibi olmaları bu tür bilimsel etkinlikler ile mümkün olmaktadır. Zaten Akademinin varlık gayesi de bilimi sevdirme ve bilim insanlarını çalışmalarından dolayı onurlandırmaktır. Bilimsel araştırmaya ayrılan fonlardaki artış sayesinde, gençlerimizin bilimsel çalışmalara özendirilmesi, ülkemizin refah seviyesinin yükseltilmesi ve yüksek makamlarının liderliğinde oluşturulmuş olan Cumhuriyetimizin 100. Yılı vizyonu ile 2053 ve 2071 hedeflerinin gerçekleştirilebilmesi ancak yetiştirilecek nitelikli insan gücümüz ve genç bilim insanlarımızın çaba ve gayretleriyle mümkün olacaktır. Küresel rekabetin ve çıkar ilişkilerinin üst düzey olduğu günümüzde her toplum kendi stratejisine göre bilimsel, teknolojik ve ticari faaliyetlerini öncelemekte ve teşvik etmektedir. Bizler de insanlığa, bilimsel üretimde daha iyisini, daha güzelini ve verimlisini sunma konusunda alternatif özel çözümler üretmeliyiz. Bu çabanın paradigma değişimi gerektirdiğini ve bilimin Avrupa merkezcilikten çıkarılarak insanlığın ortak mirası olarak görülmesi, emeğe ve insana saygılı bir bilim kültürü oluşturulması sorumluluğunun bilincindeyiz.” dedi.
Son yıllarda sağlanan imkânların Türkiye’nin bilimsel araştırma altyapısı ve proje desteklerinin bilim insanlarına dünya ile rekabet etme şansı sunduğunu vurgulayan Prof. Şeker, bilime ve insana yapılan yatırımların dönüşünün kısa süre içinde ortaya çıkmayacağını; sabırla, sebatla bir yandan bilimsel çalışmalara ve desteğe devam ederken, aynı zamanda gelecek için genç bilim insanlarını da yetiştirmenin bir mecburiyet olduğundan bahsetti.
“Bu ödüller TÜBA’nın multi-disipliner zenginliğinin bir yansıması ve TÜBA üyesi seçkin bilim insanlarımızın bilimsel anlamda öncülüğünün, özgünlüğünün ve kalitesinin göstergesidir.
Tam bağımsız bir Türkiye için milli ve yerel değerlerden beslenen daha fazla üretim ve insan odaklı çalışmalara yönelik hepimize ayrı ayrı görevler düştüğüne işaret eden Prof. Şeker “Bu sorumluluğun bilincinde olarak ülkemizin bilimsel üretimini ve kalitesini artırmak üzere çaba sarf ettiğimizi belirtmek isterim. TÜBA olarak muadilimiz bilim akademileri ve uluslararası çatı kuruluşlar ile G20 bünyesindeki Science 20 ve World Science Forum gibi bilimsel platformalara üst düzey katılımlar sağlayarak insanlığın ortak sorunlarına yönelik çözüm üretme amaçlı uluslararası bilim diplomasisi ve bilim kültürüne yönelik çabalara ülkemiz adına katkı sunuyoruz. Bu ödüller TÜBA’nın multi-disipliner zenginliğinin bir yansıması ve TÜBA üyesi seçkin bilim insanlarımızın bilimsel anlamda öncülüğünün, özgünlüğünün ve kalitesinin göstergesidir.”
“Bilim insanları olarak bizlerin görevi; temel insan haklarının korunması, eğitimde fırsat eşitliğinin gözetilmesi, düşüncelerin özgürce ifade edilmesi ve bireyin güvenliğinin sağlanması olmalıdır.”
Hızlı teknolojik değişim süreçleri, bilişim devrimi, yapay zeka alanındaki gelişmeler insanoğlu için sunduğu fırsatlar kadar riskler de içermektedir. Bu gelişmeler insanın yalnızlaşması, bireysel ve sosyokültürel sorunlarının derinleşmesini beraberinde getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Muzaffer Şeker “Bilim insanları olarak bizlerin görevi; temel insan haklarının korunması, eğitimde fırsat eşitliğinin gözetilmesi, düşüncelerin özgürce ifade edilmesi ve bireyin güvenliğinin sağlanması olmalıdır. Ayrıca doğal kaynakların etkin kullanımı, küresel eşitsizlikler, sağlıklı ve dengeli beslenme, biyoçeşitliliğin korunması, iklim değişikliği ve çevre kirliliğine karşı önlemler bilim dünyasının ana gündemini oluşturmalıdır. Bilim insanı sorumluluğu, çağın bu kronikleşmiş sorunlarına sadece entelektüel bir fantezi olarak yaklaşmak yerine bilimsel çözümler üretilmesini gerektirmektedir.” Dedi ve bilim ödül kazanan TÜBA ve TÜBİTAK bilim insanlarına tebriklerini iletti. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a TÜBA Ödüllerini ve Türk-İslam Bilim Kültür Mirası projesini himayelerinize almalarından, bilime ve bilim insanlarına göstermiş oldukları kadirşinas takdirlerden dolayı şükranlarını arz etti.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Hasan Mandal: “Çığır açıcı bilimsel atılımlarla Türkiye'nin milli teknoloji hamlesinde ve teknoloji odaklı dönüşümünde öncü kurum olmak üzere ülkemizin 2023 yılı ve ötesine ilişkin hedeflerini gerçekleştirmede tüm gayretimizle çalışmaya önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal "Çığır açıcı bilimsel atılımlarla Türkiye'nin milli teknoloji hamlesinde ve teknoloji odaklı dönüşümünde öncü kurum olmak üzere ülkemizin 2023 yılı ve ötesine ilişkin hedeflerini gerçekleştirmede tüm gayretimizle çalışmaya önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz." dedi.
Mandal, burada yaptığı konuşmada, 11. Kalkınma Planı'nın temel ekseninde yer alan "daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü ve müreffeh Türkiye" hedefine ancak bilim temelli yüksek teknoloji üreten ve geliştiren ülke ile ulaşılacağını bildirdi.
TÜBİTAK olarak geleceğe yönelik temel stratejilerini, araştırma, teknoloji geliştirme ve yenilik ekosisteminde ulusal hedeflere odaklanan, nitelikli bilgi ve nitelikli insan üzerine kurguladıklarını anlatan Mandal, tüm süreçleri girdi değil, çıktı ve daha da önemlisi etki odaklı planladıklarını ve uygulamaya başladıklarını söyledi.
Türkiye'nin savunma sanayindeki ve cuma günü ön gösterimi yapılan yerli elektrikli otomobildeki başarısını diğer yüksek teknoloji alanlarında yaygınlaştırmak üzere Uluslararası Lider Araştırmacılar Programlarını başlattıklarını dile getiren Mandal, bu alanda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Bu yıl pek çok ilki başarıyla gerçekleştirdiklerini dile getiren Mandal, "Çığır açıcı bilimsel atılımlarla Türkiye'nin milli teknoloji hamlesinde ve teknoloji odaklı dönüşümünde öncü kurum olmak üzere ülkemizin 2023 yılı ve ötesine ilişkin hedeflerini gerçekleştirmede tüm gayretimizle çalışmaya önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Bilim insanlarına yönelik desteklerin taçlandığı sürecin, TÜBİTAK ödülleri olduğunu belirten Mandal, 54 yıldır verilen ödüller kapsamında 175 Bilim Ödülü, 87 Hizmet Ödülü, 509 Teşvik Ödülü, 17 Özel Ödül ve bu yıla mahsus olmak üzere verilen Prof. Dr. Fuat Sezgin Bilim Tarihi Ödülü ile birlikte toplam 789 bilim insanının ödüllendirdiği bilgisini verdi.
Konuşmaların ardından TÜBİTAK ve TÜBA Ödülleri sahiplerine takdim edildi. Program, fotoğraf çekimiyle sona erdi.