Tercüme-i Tıbrü'l-Mesbûk
Kadîm doğu medeniyetinde toplumda ya da yönetimde görülen aksaklıklara işaret etmek maksadıyla siyasetnâme türünde çeşitli metinler arasındaki siyasetnâmelerde genel olarak bir yöneticinin sahip olması gereken vasıflar; halkla, kendi yönetim kadrosuyla ve diğer devletlerin bürokrasisiyle olması gereken ilişki biçimi ele alınıyor. Kelâm, felsefe, tasavvuf ve fıkıh gibi pek çok alanda eser veren Gazâlî’nin Selçuklu hükümdarı Sultan Sencer’in isteğiyle Farsça olarak kaleme aldığı Nasihatü’l-Mülûk adlı eseri Tıbrü’l-Mesbûk fî Nasâyihi’l-Mülûk adıyla Arapça’ya aktarıldı. Bu eser Osmanlı edebiyatında XVI. yüzyılın önemli simalarından Âşık Çelebi tarafından Tercüme-i Tıbrü’l-Mesbûk fî Nasâyihi’l-Vüzerâ ve’l-Mülûk adıyla Türkçeye tercüme edildi. Filiz Kılıç ve Tuncay Bülbül tarafından hazırlanan kitap, bahsi geçen eserin tenkitli neşri ile bu eserin muhtevası, dil ve üslup özellikleri hakkında kaleme alınmış detaylı bir girişi içermektedir.